1 Ocak 2015 Perşembe

Ayrılık Sözleri

Neleri alıp götürmedi ki benden ayrılık; kilometrelerce umut, tonlarca sevgi, taradığım saçları, sıktığım elleri..
'Gidersen ölürüm' dediğin zaman, kalbi kırıldı ölümün. Bir cümlede sadece yüklem olarak kaldığı için..
Küçükken annem "ateşi var hala" diye başucumda fısıldardı. Şimdilerde annem yine başucumda "acısı var hala" diyor eli sol yanımda..
Çok sevdiğiniz insan bir gün sizi terkedecek.
Buna herkes ayrılık diyecek, siz ölüm..
Yokladım yüreğimin ceplerini ve sana söyleyecek tek sözüm kalmış; vazgeçtim!
Seni sevmek terk edemediğim sünnetimdi, gel gör ki ayrılığı farz kıldı kader..
Paslı bir yalnızlıktı avuçlarımda, ardımda bir yürek yükü rüzgar.
Ne zaman sevmeye koyulsam, doğrulup çoğaldı ayrılıklar..
Ben şimdi sensizliğin provalarındayım. Bittiğinde sen bile ayakta alkışlayacaksın..
Oysa ölüm kadar sevmiştim seni. Onun kadar gerçek, ve onun kadar dost bilmiştim seni..
'Senin için ölürüm' dedi. 'Benim için zaten öldün' dedim.
Cesedini alıp gitti..
Eğer ölürsem severken seni. Mezara gerek yok!
Gamzelerine gömsünler beni..
Sen gittin gideli yatak yorgan dağınık,
ellerimde hırsıma yenik düştüğüm cam izleri..
Bir rüyaydın, gözlerim açıkken gördüğüm. Bir acıydın tüm mutluluklara arkasından öldüğüm..
Gülüşlerim Vardı Benim, Ben Kimim, Ben Nerdeyim?
Tam Karşıya Geçerken Bıraktığın O El Benim..
Düştüğünde ''acımadı ki'' diyen çocuklar gibi gizlemek istiyorum acılarımı, u/mutsuzluklarımı..
Ölmek İçin Dokuz Canım Olsaydı, Sekizini Gülüşüne, Birinide Gidişine Verirdim..
Dalma, düşünme, ağlama. Hayat bu! Mahfeder insanı mesutken. Bak ben ağlıyormuyum? Her şeyimi kaybederken..
Elimi birden tutmaz oldu, nasıl diye çırpınırken beni bi anda sevmez oldu.
Bir an bile ayrılmazken, şimdi görmek hayal oldu..
Ciğerimde bir kış soğuğu, gittiğin günün ertesiyim..
Nüfusu sen kadar eksik. Ben kadar fazla olan bir şehrin yalnızlığındayım..
Usulca sancısını çekiyorum ayrılığın. Aynı zamanda özlüyorum, özlerken unutmaya çalışıyorum, unutamıyorum!
Seni yanımdan alan aklımdan da alabilir mi?
Ya da şu acıyan sol yanımdan?
Çok masal anlatıldı, hepsinin sonunda ayrılık notunu okudu zanlı.
Benim hayatımı bir kişi yıktı, kalemimi kırdı, sözlükte sevgiliydi anlamı..
Eğer bir gün gideceksen, şimdi gelme! Yokluğunu kaldıracak yüreği ben, yalnızlığıma hapsettim..
Diğerlerine benzemiyor yokluğun. Niye benzesin ki?
Hepsinden çok sevilmedin mi?
Uyandım birden seninle, gece üçü bulmamış.
Bir bulut durdu gözümde, hasret bize uymamış..
Ayrılık küçük sevgileri öldürür, ama büyük sevgileri güçlendirir.
Tıpkı rüzgarın mumu söndürüp, yangını körüklediği gibi..
Aslında ikimizde yüzsüzdük.
Sen hayatından kovardın beni gitmezdim.
Ben aklımdan kovardım seni gitmezdin.
Kokunu helal et dedi, giderken.
Kalsaydı, ömrümü helal edecektim..
Aşkımız su üzerine yazılan bir masaldıgöz kırpımı kısalığında kelebeğin ömrü uzunluğundaydıKalbimizde bir ömür boyu çekeceğimiz yaralar bıraktı..
Beş para eder mi varlığın, yokluğun beni acıtsın. Alem affetsin seni.
Ben affetmem! Nerde unuttuysan beni orda kal..
Sen yumuşak yatağında uyurken ben kaldırımlarda senin nöbetini tutuyorum..
Koca bi boşluk bizimkisi, ayrılığın cesetleriyle dolan boş bi boşluk..
Gittin, bana bu rezil İstanbul kaldı..
Son nefesine takılı kaldı da yüreğim, hıçkırıklara boğuldu sözlerim, duyardın gitmeseydin!
Hangi zamana saklanıyordu dengesini çoktan yitirmiş yalnızlıklarım..
Hayallerime kefil olsaydın, mutluluğumuza haciz gelmezdi..
Herkesin Bir Gideni Vardır, İçinden Hiç Uğurlayamadığı..
Uzaklık korkum var benim!
Uzaklara gitme..

Ey ayrılığı andıran yakınlık,
Ey susuş! İnce ve derin hasret.
Bana benziyorsun..
Küçücük gözbebeğimden, hayatıma girdin de kocaman kalbimin neresine sığamadın da gittin?
Bak gidiyorum ağır ağır!
Yokluğum koyarsa arkamdan bağır..
Şu üç günlük dünyada, yokluğunun dördüncü günü..
Ben seni kalbimin en güzel yerinde ağırlarken!
Sen beni yalnızlıkla terbiye ettin..

Arkana bakmadan gidişini bile özledim..

Sanırım unutuyorum seni sevgilim.
Yıkılası bir gurur yüzünden geçtim senden,
benden, bizden, herkesten. Dinler dinler ağlar yüreğim..
İçimde kalan tüm "SEN"leri bir bir yolcu ettim bile..
Tam da geleceği düşünüyorduk.
Onun gideceği tuttu..
Eski mesaj'lara denk geldim.
Seni ömrümün sonuna kadar seveceğim yazmış!
Öldü galiba? Ömrüne tükürdüğüm..

Bir gün ayrıldık,
ve sevilmekten eskimiş bir renk gibi hissettim kendimi..

Ayrılık diye bir şey yok!
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var..

Senden ayrılınca anımsadım, dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu..
Ayrılığın neresinden tutarsan tut,
canının yanacağı tek yer kalbindir..
Bilmezdim bu derdin seni yolundan,
beni solumdan edeceğini..

Sensizlik çöktü yine yureğime.
Ne sol'um dayanıyor buna, ne de soluğum..

Yine de çok seviyorum seni.
Sabah aydınlığıma koca bir "iyi akşamlar" bırakıp gitmene rağmen..

Ne bileyim gideceğini be! Bir başka bakıyordu gözlerin..
Dört kitabada baktım.
Ayrılık hiç birinde kutsal değil.
Günaha girme gel..
Oralar nasıl bilmiyorum ama,
buralar özlem fırtınası ile sıfırın altında sen.
Sana üşüyorum be..
Adını yaz bir boşluk bırak.
Adımı yaz, vicdanına gönder.
En güzel ayrılık şarkıları aklına gelsin..
Gittin!
Bana sadece birkaç yıl değil,
tütüne katık edeceğim bir de türkü borçlusun..
Günden güne eriyorsun içimde.
Aslında sen yaktığın ateşi söndürüyorsun. Ha gayret!
Ey sevgili, gelsen diyorum, gelsen!
Yokluğunda sözler, şiirler yazılmıyor ki.
Hasretin ılık esen bir rüzgar olsa da,
varlığın esip kavuran bir fırtına misali..
Gidişime mum üfle, nice bensiz senelere..
Ey benim Mekke gibi yandığım yar.
Yüreğim şimdi Hıra gibi bekleyişlerde.
Umudum secdelerle süslenmiş aminlerde..
Sen benim hayata en uzun merhabamdın.
Beni kısacık bir elvedaya nasıl sığdırdın?
Yine öyle bir yoksun ki,
esen yel bile ciğerimi düğümlüyor.
Rüzgar omuzlarıma yük sanki.
Nefesini alamıyorum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder