1 Ocak 2015 Perşembe

Acıklı Sözler

Bir Gün ANNE'min Çığlığıyla Tüm Şehir Uyanacak Ama Ben UYANMAYACAĞIM !

SIZLIYOR BE ANNEM... AŞK DEYİNCE KALBİM, DOST DEYİNCE SIRTIM..

Dün 2 saat internet olmayınca yıllar sonra aile aynı odada bir araya geldi, kardeşim büyümüş, babamla annemde yaşlanmış!


Sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz, belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün.

Çok şey gördüm, Beni yüzüstü gömün..
Toprak, Sevdiklerimizi aldığı için mi böyle güzel kokar?

Bir zamanlar deli gibi hesap sorduğun birine, gün gelir hatır bile soramazsın...

Yetenek Acun'un programında mı aranmalı yoksa asgari ücretle çalışıp ev kirasını ödeyip 2 çocuğa bakan babada mı ?

Sαklαmα yeteneği yüksek olαn, güçlü biriyim. Hαttα gözlerimden yαşlαr düştüğünde bile şu iki kelimeyi söylerim: 'Ben iyiyim'.

Ben her akşam sen döndün sandım, oysa her sabah çıkarken ışığı açık unutmuşum..
"Sevmek sevdiği için kendini ateşe atmaktı eskiden. Şimdi; sevdiğini ateşe atıp üzerinden atlamak olmuş."

Üzerine alınma sakın! Gittin diye yumruklamadım duvarları.. Nefs-i müdafa sadece.. Üzerime üzerime geliyorlardı..
Ağzın dilin yalan, gitmeler kokuyorsun. Sıcak bir “düş” al dudaklarımın arasından, temizlensin ruhun..
Sevdan üflendi bir kere, vakit Aşk-ı Kıyamet.. Sen kopuyorsun yüreğimde, gönlüm gönlüne emanet..
Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır..
Bazen elim, dilim, kelimelerim susuyor. Derdimi anlatmaya bile mecalim olmuyor. Zaten dert de anlatılmayarak eskiyor yüreğimde..

Eğer bitmiş bir şey sana acı veriyorsa, duyduğun acı o şeyin kendisinden değil; Verdiğin değerin ona değmemesindendir..
Gecenin karanlığı çöktü üstüme yalnızım. Üşüyorum son sigaramı ciğerlerimi parçalarcasına çekiyorum..
Feryadıma şahit gökteki yıldızlar, gelinlik-kefeni giyiyorum. Kabrime melekler gözyaşı döküyor. Unut beni be can ölüyorum..
İnsanın yaşı kaç olursa olsun. Ağlarken hep kimsesiz bir çocuktur..
ESKİDEN ARKADAŞLAR BİRBİRLERİNİN YANINDA HUZUR BULURDU, ŞİMDİ BİRBİRLERİNDE KUSUR BULUYORLAR!..
Kendine Gel Be ! Altı Üstü Bi İnsansın Hepsi bu. Vazgeçilmez sanma kendini, Toprağın Altı; Kendini Vazgeçilmez Sananlarla Dolu..
Hayatta en erken kaybettiğimiz ve eksiğini en çok duyduğumuz şeydir "Güven"!
Kırılgan bir çocuğum ben. Yüreğim cam kırığı. Bütün duygulardan önce. Öğrendim ayrılığı. Saldırgan diyorlar bana. Oysa kırılganım ben. Göz yaşlarım mücevher. Saklıyorum herkesten, ürküyorlar gözümdeki ateşten. Ürküyorlar dilimdeki zehirden. Ürküyorlar o dur durak bilmeyen gözü kara cesaretimden. (Murathan Mungan)
Merak ediyorum zamanında çok fazla 'adam asmaca' oynadığımızdan mı kalmadı acaba şimdi adam gibi birileri..
Özlemek mi ? Gölgesini görsem sarılırım..
Eğer konuşabilseydik çok şey anlatırdım sana..
‎Anlamıyorum, boğazımızda kalan mutluluğun çıkması için mi bu sırtımızdan vuruluşlarımız..
Beni bırakma diyenleri, ertesi gün bulamadık..
Ölünce Ne Diyecekler? Muhtemelen; Ölüm Sana Yakışmadı.. Normal Tabi, Dirimizi Beğenmedilerki Ölümüzü Beğensinler..
Yağmurdan kaçmak isteyip şemsiye bulamadığında, sığınma kalbime.. Benim yüreğime kar yağıyor artık, 'Üşürsün'..
Ben sana uyandım yine, Sen başkalarıyla uyurken..
Bir şiirin içine sığındım, ayrılıklar bitince haber verin..
Yalnızlığım İnsanlarla Dolu..

Kendi Yüreğimin Gurbetinde Üşüyorum! Bana Biçilen Mutluluk Oyununu Oynuyorum. Yorulsamda Yürüyorum, Ağlasamda Gülüyorum..!
Şu Hayatta Belkide En Çok İhtiyacım Olan Şey,
Sahte Olmadan Gülen Bir Yüz. Yalanı Olmadan Seven Bir Kalp..

Kalbim bir avrupa ülkesi gibi, herzaman sonbahar, her zaman yağışlı, arada ziyarete gelen olduğu zaman, biraz güneş açıyoruz, fotoğraflarını çekiyorlar renkli sokaklarımın gözleri kamaşıyor, ziyaretleri bitince, yine yağmaya başlıyoruz, hava durumu sağnak yağmurlu..


Düşmanının sana vereceği zararı az çok hesaplayabilirsin! Ama Yakınlarının vereceği zararı ASLA HESAPLAYAMAZSIN!..

Üzme beni.. Gün gelir alnım yerine toprağımı öpersin..

Elbet bizde biliriz lafı en inceden dokundurup, içini acıtmasını...
Lakin kıyılıyoruz. Ama kıyamıyoruz sevdiklerimize...


YALNIZLIGIN EN KÖTÜSÜ SENI ANLAMAYANLARIN ARASINDA KALMAKTIR !
Kimse bilsin istemiyorum kalbimin kırıldığını. İşte bu yüzden herkesten gizlerim; yüzüm gülerken içimin ağladığını..

Yağmur olmak var şimdi usul usul toprağa karışmak sessizce,
Aslında sessizlik en güzel sestir duyabilene ve anlayabilene..

Sadece büyük acılar çekenler mutluluğun anlamını bilirler.

Çocukken de böyleydi.. Benim alamadığım oyuncakları hep başkaları kırardı..
İkimizde ağlıyoruz ama birbirimize değil. Bakış acılarımız çok farklı..

Ve sordular: "Neresi daha karanlık bu alemin? "Ve ben cevap verdim": Sevginin olmadığı her yer!

Sükutum Sırılsıklamdı. Anladım ki. Gözyaşının Dışa Değilde, İçe Akanı Çok Can Yakıyormuş..
Öyle İnsanlar Tanıdım ki Şu Hayatta Hevesim Değil, Sevesim Kaçtı. Öyle Güzel Yalanlar Duydum ki Onlardan, ÖVÜNDÜĞÜM SABRIM TAŞTI..
Çaresizim.. Nereye tutunsam düşüyorum. Hayat öyle bir oyun oynadıki, Palyaçonun dediği gibi ağlayamadığımdan gülüyorum..
Zaman lazım sadece, unutacaksın! Nasıl unuttuysan çocukluğunu, kırılan oyuncaklarını. Kırılan kalbinide öyle unutacaksın..
Nehir gibidir insan; Sadece yüzüyle bilinir. Derininde ne saklar, Yüreğinde neler akıp gider, Söylemez sessizce akıp gider..
Söyleyemediğim sözlere emanet ol..

İçimde garip bi sızı, içimde soğuk bi savaş..
Sen kasırgalara dayandın. Rüzgarlara mı yıkılacaksın ?
Başka çaren yok YÜREĞİM.. Dosta düşmana karşı dimdik ayakta duracaksın..

Birgün mutlaka "mutlulukta" hak ettiği yere gelecektir..
O 'Beni Unut' yazar. Sen 'Nabzını durdur ve yaşamaya devam et' olarak okursun.
Tabutumun arkasından çığlık çığlığa ağlıyacak tek varlıksın annem..

Bir gün öyle bir giderim ki; Kaybedeceğim hiçbir şey olmaz!
Sen bana mı soruyorsun yalnızlığı sever misin diye? Ben ki; çayı bile iki şekerle içerim, birlikte erisinler diye..
Bir damlacık gönlümde dağlardan büyük hüzün vardı.. Sustum, bittim, öldüm kimse anlamadı..
Öyle Büyümüş Ki İçimizdeki Yalnızlık; Sevilmeyi Beklerken, Beklemeyi Sevmişiz...
Çocukken Düşerdik Yerlere Kanardı Sağımız Solumuz, Büyüdükte Ne Oldu Düşmeden Kanıyor Hergün SOLUMUZ.
SEVGİLİLER GÜNÜ Varda.. YALNIZLAR GÜNÜ Neden Yok? BİZ DAHA KALABALIĞIZ!
Kaza yapan bir şoförün dediği gibiydi herşey.. Bir anda çıktı karşıma ne yapacağımı bilemedim..
Kalbi kırmaya tek bir söz yeter. Ama kırılan kalbi tamir etmeye, ne bir özür ne de bir ömür yeter!
Yoksulluk kaç gün sürer baba?
- 40 gün oğul.
- 40 günden sonra zengin olur muyuz?
- Yok oğul, alışırız..
Bir kız çocuğu ip atlarken, havaya sıçradığında daha yere inmeden, iki melek kolundan tutup başka dünyalara götürüyorsa; İşte orası FİLİSTİN'dir!
Sana bir söz yazdım bugün. Yolladım rüzgarla. İçinde gözyaşı vardı. Küçücük bir kadınla..
Son bir kez gördüm; dibimi, sonumu, mutsuzluğumu.
Hangi birini yeneyim? Dibi mi, sonu mu, mutsuzluğu mu?

Üşüyor musun? Üzüllme. Gel yanıma.. O kadar yaktın ki canımı. Isınırsın üşümezsin bir daha..
Geciken ambulans gibisin.. MUTLULUK.. Ben ölünce mi geleceksin?
Gülüşlerim; Acılarımı örtmeye çalışan ağır işçilerdir...
Beraberken dalga geçtigimiz sarkilar, sen gidince beni tek bulup aglattilar..

Öyle Büyümüş Ki İçimizdeki Yalnızlık; Sevilmeyi Beklerken, Beklemeyi Sevmişiz...

‎"Oyuncak ve insan kalbi çok benzer birbirine. Bazen tamiri olmaz ikisininde..."

Sevgili Dost; Yorgun, bitkin ve çaresizim..
Uzat o pamuktan da yumuşak, gülden de narin ellerini…
Dokun sıkıntılarıma, tuz buz olsunlar..

Kardeşim dedim; acılarıma da kardeş olur musun?
Valizimi hazırlamama yardım et. Kelimeleri sol tarafa koy..
Söylenmemiş olanları, yürünmemiş yolların yanına..
Kollarını mavi gömleğimin boynuna. Ayrı ayrı koy..
Güneşli günlerle karlı günleri karıştırma..
Yüreğin benim memleketim; ben şimdi nereye gidersem gideyim, gurbetteyim...

Onsuz olmaz dediklerim bir bir bıraktı beni,
Sadece sigaram kaldı yanımda onu da parayla tutuyorum..

Her iyi niyetimin ardından üzülüyorum, olmuyor! İnsanım işte, duygularıma yeniliyorum.

Aklıma gelme diye aklımı alıp kaçırdığım zamanlarım var benim..

Hani, diyorum ki, insanın gerçekten mükemmel bir dostu olsa…
Ona, şöyle, içine sindire sindire, kocaman bir sarılsa…Yüreklilikle..
İNSANIN YÜZÜNÜ YAŞLANDIRAN YILLAR DEĞİL DE,
ONA ANLAMAYAN GÖZLERLE BAKAN YÜZLERDİR...

‎''Kalıcı ol'' dedim hayatımda! ''Kal", acı ol'' demedim...
İnsan ya hayrandır sana ya düşman, ya hiç yokmuşsun gibi unutulursun. Ya bir dakika bile çıkmazsın akıldan..

İçime ata ata yokluğunda sevdim seni. Sen de başkalarıyla yata yata unuttun beni!

Masalların bile düzenini bozdun! Hiç varsın, hep yoksun...

Gönül penceremi açık bıraktım; kimi camını kırdı, kimi çerçevesini...

Üstüme gelme hayat. Ne canımı yakacak kudrete sahipsin, ne kanımı akıtacak güce. Elinden geleni ardına koyma hayat. Ben sana her türlü gülümserim..

Öldün mü kaldın mı diye sorma artık bana, sen giderken ölende bendim kalanda.
Uzaktan Sevmek Var Ya. Bir MAHKUMUN pencerelerden ÖZGÜRLÜGE bakmasi gibidir...
Gözlerim artık hayata ölü bakıyor, sözlerim içimde dökülüyor kalbim ise atmayı unuttu..
Yara en çok avucunun içindeyse sana aittir! Sıkarsın avucunu, canın yanar..
Ama senden başka kimse bilmez neden acıdığını..
Birgün bensizlik çalar kapını. Benli dünleri düşünür, avunursun... Sanma ki yalanlar içinde, ben gibi bir doğru bulursun..
Bilirim, gidenle ölünmez ama kalanlarla da yaşanmıyor..
Aşk'ın değeri; gelirken verdiği mutlulukla değil! Giderken bıraktığı acıyla anlaşılır..

Soğuktan üşümenin çaresi sobaya atılan iki odundur. Yalnızlıktan üşümenin sebebi terkeden bir odundur.
Şart mı dudaklarımla kal demem, gözlerim çığlık çığlığa gitme diye haykırırken..
Nerdeyse ışığa inanmaz olacaktık, öyle hızla büyüyordu içimizdeki karanlık..
Hayata karşı ilk küskünlüğümüz; yanımızda sandığımız kişileri, karşımızda görmemizle başlar..
Kırgınlığım lunaparkta unutulmuş bir çocuğun nefreti kadar. Sorun atlı karıncalar değil, arkamdan dönüp duran dönme dolaplar!..
"Çocukken iki kişi oturduğumuz kapı eşiğine, tek başıma zor sığıyorum şimdi. Büyüdükçe insan yalnız mı kalıyor ne?"
Karşılığı yok hiçbir acının herşey gölgesi kadar ağır sormuyorum artık sormuyorum hergün yeniden kodlanan umutlarla kirletiliyor dünya.
Ayağı kayan bir çocuk kadar şaşkınım, bilemedim düz yolda yürümenin imlâsını. Kanayan dizlerime bakıp da ağlamayı öğrenemediğim gibi..
Sığındığım her yer adınla anılır ben girerim sokağı devriyeler basar. Bir de gülüşün eklenir kimliğime..
Sesim yoktuKaranlığın karnında yitirdim sesimiKör bir kuyuda unutulan Yusuf''tum belki de..

Cenaze arabalarını süslemek gibidir yokluğunu yazmak, Ne kadar güzel olsa da ölüm taşır..

Ne zaman bir düş kursam, ertesi gün hayal kırıklarını topluyorum. 

Şu geniş dünyaya sığmayan gönül, şimdi bir odaya kapandı kaldı..

Hani insan aglamak ister, Gözlerinden yas gelmez! Hani birini bekler o hiç gelmez! Iste o zaman ölmek isterde ECEL gelmez..

Bardak bardak. Bir denizi boşaltmaktır, Bir seveni unutmak..

Anlatmak istediğim çok şey, konuşmak istediğim tek kişi var..

Yoruldu kadın. Güçlü olmaya calışmaktan her gece unutmaya çalışmaktan her sabah hatırlamaktan yoruldu..

Yaşadıkça düzelmiyordu hayat, tıpkı yaşlanmakla büyümediği gibi kişinin..

YARIN ÖLECEĞİMİZİ BİLSEK, TÜM KIRGINLIKLARI UNUTURUZ.. AMA BİZ SONSUZA KADAR YAŞAYACAKMIŞ GİBİ, KIRICI VE GURURLUYUZ..
Tek bir kişinin yokluğu, çevrendeki tüm çokluğu hiç yapar..

Kafamda çözümsüz bir çok şey var…
Düşünüyorum, yoruluyorum, unutuyorum, biliyorum… Yani zaman zaman dağılıyorum... 
*Aşk* işte... Sevene beyaz giydirir.. Ya gelinlik... Ya deli gömleği... Ya kefen..
Kısmetimize ne düştüyse artık..
"Ne zaman bu şehirden kaçıp gitme isteği gelse, bir köşeye oturup geçmesini bekliyorum. Gidersem dönmem çünkü biliyorum."

Bazen aynaya bakmak geliyor içimden sırf, sırtımdan vurmayacak birini görmek için..

"Nasılsın? "sorusuna "iyiyim" demekten cehenneme gideceğiz..

Şu an üzerimde sadece ince bir hüzün var… Ve ben üşüyorum..
Rüzgar yine kokunu getirdi, anlayacağın bu gece de canım burnumda..

Öyle Zor Bir Zaman için'de, Bir Ağır Kelime Ben'de...
Girmedi Mühürlü Kalbe, Bana Nuh'un Sabrı Düştü...
Anlatamadım Hiç Kimseye, Bana Bu Gün'de SABIR Düştü...
Yanında olmak isteyip de olamadığım bir gün daha bitiyor. İyi geceler sol yanım..
Anlamadım, Ben mi iyileşmemiş yarayım, herkes mi keskin bıçak? Sormadım; sadece kanadım!
Her acı yürekten yüze çizgi çeker...
Can kırıkları. Cam kırıkları gibi değildir. Öyle süpürünce gitmez; İçinde kalır, aklına geldikçe de batar..

Her ten haz versede her omuz huzur vermez..
Bazen o kadar isyan ediyorum ki! Şu kalbimi cami avlusuna bırakıp bu şehri terk edesim geliyor..
Bileklerimi değilse bile, umutlarımı kesmişliğim var benim..

Bazen anlatmazsın, anlatırken bi daha yaşamamak için "yok bişey" dersin..!

Parmak uçlarıma kadar incindim. Gelmen neyi değiştirir? Ben yalnızlığın sırat köprüsünden tek başıma da geçerim..


Kimseyi, yorganın altında gözyaşlarınızı pijamanızın koluyla silecek kadar sevmeyin..

Seda Sayanin oglu Audi R8'e biniyor deyip isyan edeceginize, Sabanci'nin oglunun bindigi tekerlekli sandalyeyi görüp sükredin..

Öyle bi aşk acısı çeken bi toplumuz ki dilencimiz bile para isterken Allah sevdiğine kavuştursundan başlıyor lan..

Hüzün en uzun şiiri değil midir aşkın?

İnsan aklındakilerle gündüzleri, yüreğindekiyle geceleri uğraşıyormuş..

Mesele ölmek değil. Mesele, birini delicesine severken ondan zerre kadar bir karşılık görmeyip günden güne ölmektir..

Keşke hayatımın bazı bölümleri için şunu söyleyebilsem: Bunlar montaj!

Ancak bildiğim bir gerçek var ki..
Sahte olan her duygu ve davranış aslından uzaklaştırır insanı..

Anadilim varmıyor benim seni anlatmaya. Kurak sözlüğümle ben yine sana susuyorum..
Ruhumuz, hüzünlü ve kırgın. Bazılarımız hâlâ gülmeyi gurur sanıyor..


Oysa siyahında bir rengi vardır... Vazgeçmiş insanların taşıdığı umutlara benzer.


Her insan bir kere sırtından vurulur bu hayatta. Çünkü:
Her kardeş, her dost, her sevgili bir parça. vicdansızdır...
İnsanın zor günlerinde yanında dostlarının olması ne güzel. Teşekkürler terlik, çay, kahve, müzikler, yemekler, bilgisayar ve aynam..
Özlemek: Ölmek'ten sadece iki harf fazla be çocuk..
Önce umutların, sonra hayallerin, sonra sigaran ve en son hayatın yanar..
'O' Başkasına Gidecekse Bırak Gitsin.. Kendini Kaybetsin.. Birgün Geri Dönerse Sakın Affetme.! Yaşarken Ölmeyi O'da Öğrensin..!
Kimseye çok bağlanma, unutma tabut tek kişilik..
Sαçımdaki Kırıklαrın Hαddi Hesαbı Yok.. Amα Rekor Hâlα Kαlbimde...
Bazen birisine güveneceğim zaman, geçmişteki hayal kırıklıklarım ensemden tutar ve kulağıma fısıldar; "Ne Çabuk Unuttun''
Bir dizinin başlangıcında ki o açıklama kadardık işte. Kişiler ve olaylar tamamen hayal ürünüdür..

O her şeyin suyunu çıkarmayı severdi. Özellikle de gözlerimin..


Bazı insanlar çok uyur mutsuzluğu daha az hissetmek için..
Ben gülüşüne öldüm, o ölüşüme güldü farklıydık işte...
Herkesin, sol yanı acıyormuş! Benimde, başımın üstü acıyor...
Haketmeyen bir sürü insanı orada taşıdığımdan olsa gerek..
Eğer sevmediğin kişilerin yüzüne bakmak zorundaysan ve istesende kaçamıyorsan; gülümseyerek ağlamayı öğreniyorsun demektir..
Yaptığım onca iyiliğin tek yanlışta unutulduğunu gördüğümden beri, kötü biriyim..
Yakılan sigarayı değilde, yıkılan umutları görsen intihar edersin..
Korkarım pat diye geleceksin birgün. Ev dağınık, ben ölü! Mahçup olacam sana be.
Hayaller ve gerçekler yarışır. Hayaller hep önden gider;
Ama her zaman gerçekler kazanır...
Sen yoksan; sigara var, şarkılar var, resmin var yani. sıkıntı yok...
Kısa Tutalım Son Sözleri Hakim Bey, Ömür Boyu Müebbet Yemiş Hayallerim Var Benim!
Yükseklik Korkun Yokmuydu Senin? Nasıl Düştün Gözlerimden Öyle !
Yarı Ölü, Yarı Diriyim. Azer Bülbül Misali; İyi Değilim!
Sevinme! Çünkü Bu Limanda Kaybetiğim İlk Gemi Sen Degilsin. Şunuda Unutma Rıhtımda Kalanı Değil! Çekip Gideni Vurur Fırtına..
Buzdolabında yumurtalıkların arasında duran anlamsız yarım limonun yalnızlığını yaşıyorum..
Düşene el uzatan insanlar vardı eskiden. Şimdi düştün mü en sevdiklerin bile tekmeler.
Ve bir gün; hasta olmasına bile dayanamadığınız insanın, içinizde ölmesini istersiniz.
Yalan öyle bir nüfuz etmiş ki insanların diline, "Doğruyu söylemek gerekirse" diye bir cümle kalıbı var..

Kızgınlık Çok Gürültülüdür, Oysa Kırgınlık Ne Kadar Da Sessiz...

İnsan hep kendine acı çektirenleri yerleştirmiştir, gönlünün baş köşesine.

Keşke seninle ayrı dünyalarda yaşayan iki aynı olsaydık.
Oysa şimdi, sadece aynı dünyada yaşayan iki ayrıyız....
Tavana asılmış hayallerim var benim. Altındaki taburelere hep senin vurduğun.
Bir kadının en çaresiz olduğu an gözyaşlarını kendi eliyle sildiği o andır. (Bob Marley)
"Bir insan eğer çok gülümsüyorsa, Emin olun ruhunda depremler vardır. Çünkü acıyan kalbinse, kimse bilsin istemezsin." (G.Vidal)
İnsanlardan "çare" olmalarını beklemedim hiçbir zaman.
Tek isteğim, yeni dertler açmamalarıydı...
Sesim hafif çatlak ve ellerin bu defa hiç olmadığı kadar uzak...
Kötü gün dostu diye bir şey varmış.. yalan! Karanlıktaysan gölgen bile seni yalnız bırakır..
"UNUT"! Diyorlar! Ne de kolay söylüyorlar...
Kurşun kalemin yazdığını silince bile izi kalıyor beyaz kağıt'ta..
Kalbe "CAN" diye yazılanı nasıl sileyim iki satırda...!
Öyle deli bir yalnızlık ki soluduğum, hiçbir akıllı kalabalığa karışamıyorum...
Masada birakilmis çay gibiyim gittikçe soguyorum hayattan..
Kimse Kimsenin Yarasına İnanmıyor Artık. Ötesi Yok. Hepimiz Kendi Acımızla Öleceğiz..
Sevdiğinizi belli etmeyin.. Acıtmadan bırakmıyorlar...
Hayatıyla cebelleşen bir ölüm taliplisiyim artık..
Yine bir intihar sahnesinin başrolündeyim...
Düştüğüm boşlukta ne ölebiliyorum, ne de yaşıyorum..
Artık sırtımı dönemiyorum insanlara. Mevzu korku değil; Sırtımda başka bir bıçağa yer kalmadı..
Ben kimseyi öldürmedim, kendimden başka.
Ve ben kimseye zarar vermedim, içimdeki benden başka.
Ben sadece sevdim, senin bilmediğin bir dilde.
Oysa adı AŞK’tı! Alt yazıya bile çeviremedin yüreğinde…
Gözyaşlarımın sela'sı yok, kimin öldüğünü bilemezsin...
Susarım Ben, Sözlerim Sevdiklerimın Yüreğinde Cümle Olmuyorsa Eğer..
Bazen sessiz kalmak, kırıldığını göstermenin en iyi yoludur..
Bu hayatta gülmemi isteyen tek kişi fotoğrafçıydı o da parasını aldı..
Bazen susarsın, yenilmiş sanırlar seni; eksik ve yaramaz.
Unutma, susan bilir ki konuştuğu zaman kimse kaldıramaz..

Derdimi saklayacak kadar, gülümseyemiyorum...

Hayatıma Yeni İnsanlar Almama Gerek Yok, Ben Daha Hayatımdakileri Tanıyamadım..

Hayatta sevmem dedin ya, bunun bir de öteki dünyası var, umutlanıyor işte insan..

O Kadar Çok Gittiler Ki Benden, Kalmanın Ne Demek Olduğunu Unuttum..

Ne gönlümün derdini sor bana, ne sararan yüzümü sor bana, ne içimin ateşini sor bana, gel gözünle gör, gel artık!
Bende mutlu olmak istiyorum, kayıtlar ne zaman başlıyor.. 


Herkesin sımsıkı sarılmak istediği bir insan, deli gibi gitmek istediği bir şehir, içinde kaybolmak istediği bir kitap vardır..
Ağlamıyorum ben. Hani adet gereği yıkarlar ya ölüleri. Ben de yıkıyorum işte yanağımdaki o rahmetli gülümsemeleri... (Perihan ERTEKİN)
Neyine bağlandım ki bu kadar; bana bakmayan gözlerine mi,  yoksa benim olmayan kalbine mi?

Dilsizdir Benim Acılarım... Konuşmazlar Kimseyle... Sadece Benim Canımı Acıtırlar, HİÇ HAK ETMEDİĞİM HALDE...

Nerden bulur bu insanlar, ben mutsuzken gülünecek şeyleri...

Sabahları aklınıza gelen ilk insan, sizi ya çok mutlu etmiştir ya da size büyük acılar yaşatmıştır..

Şimdi ölsem kimse fark etmeyecekmiş gibi geliyor..

Biliyor musun çıtır çıtır kırdılar beni. Artık ne olursam olayım, asla eski ben olamayacağım!

Her zaman yanındayım diyenlerden koleksiyonum var benim..
Kalbin nasıl diye sormuştu kırıp giderken. Kal, bin yerinden daha kırılsın diyebildim sadece içimden.. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder